Tüp Bebek
-
AŞILAMA(İNTRAUTERİN İNSEMİNASYON) nedir?
Sperme ait sayı, hareket, şekil ile ilgili hafif bozukluk durumlarında, rahim ağzı mukusta problem (sperm öldüren antikor) varlığında, cinsel ilişkiye girememe ve açıklanamayan infertilitede uygulanan bir yöntemdir. Bu yöntemle kadının yumurtaları hormonlarla uyarılır ve yumurtaların gelişimine göre işlemin uygulanacağı zaman belirlenir. Erkekten alınan sperm örneği özel laboratuvar işlemlerinden geçirilerek kalite ve hareketlilik artırılır. Hızlı hareket eden sağlıklı spermler işlemde kullanılmak üzere ayrıştırılır. Hazırlanan sperm, muayene pozisyonunda özel bir kanül yardımı ile kadının rahmine verilir ve işlemden sonra hasta yatarak yarım saat dinlendirilir. Bu işlemin başarı oranı da kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir.
-
TÜP BEBEK NEDİR?
Tüp bebek yöntemi diğer yollarla gebelik elde edilememiş infertil çiftlere uygulanan prosedürdür.Anne ve baba adayının var olan kendi üreme hücreleri kullanılarak uzman kişiler eşliğinde laboratuvarda döllenme gerçekleştirilir ve bu döllenmiş yumurtadan oluşan embriyo yine tıbbi işlemlerle anne adayının rahmine yerleştirilir .Kontrollü bir şekilde gebelik gerçekleştirilir. Aslında tüp bebek tedavisi ile, doğal yolla tüplerde gerçekleşen döllenme labratuvarda gerçekleştirilmiş olur. TÜP BEBEK YÖNTEMİNİN AŞAMALARI NEDİR 1. Adım muayene ve çiftin değerlendirmesi Çiftin hikayesi alınır.daha önce görmüş olduğu tedaviler ve gebelik, doğum, düşük gibi hikayeleri dinlenir. Varsa eski tahlil ve tetkik sonuçları değerlendirilir. - Her türlü ameliyat raporu ya da notu - Sperm tahlili - Kadın ve erkeğe ait kan testleri - Daha önce uygulanan tedavilere ait raporlar - Rahim filmi - Kromozom analizi - Başka hastalıklar ile ilgili raporlar Tüm bu verilere göre tüp bebek tedavisi planlanır ve tedavinin uygulanacağı gün belirlenir. Bu gün genellikle adetin 2.veya 3. günüdür. 2. Adım Yumurtalıkların uyarılması Yumurtalıkları geliştirici ilaçlar kullanılır ilaçlar iğne şeklinde uygulanır. .Bu dönem yaklaşık 9-12 gün sürmektedir.Yumurtalıklar belli bir boyuta ulaşana kadar devam edilir.. İlaç dozu ve tedavi süreci hastanın yaşı ve yumurta rezervine göre değişmektedir. 3. Adım (Yumurta toplama) Yumurta toplanması (OPU- Oosit pick up), yumurta çatlatma iğnesinin yapılamasını takiben 36.saatte Ultrasonografi ( USG) probuna ilave edilmiş bir iğne yardımı ile vaginal yolla yapılan bir işlemdir.Gelişen yumurtalar anestezi altında toplanır ve laboratuvar koşullarında döllenme işlemi için hazırlanır.. Bu sırada erkek de sperm verir. Tıpkı sperm tahlilinde olduğu gibi masturbasyon yoluyla sperm alınmaktadır. Sperm veremeyenlerden TESA (iğne ile testislerden sperm alınması)ile,azospermik erkeklerden ise mikro TESE yöntemi ile sperm alınır. Ortalama olarak bu işlem yarım saat sürer. Yumurta toplama günü verilecek sperm örneği için erkek 3-5günlük bir cinsel perhiz yapmalıdır. Bu süre 7 günden uzun 2 günden kısa olmamalıdır. Bazı hastalarda yumurta toplama işlemi günü kramp şeklinde ağrı gözlenebilir fakat bu durum genellikle ertesi gün hafiflemektedir. Şişkinlik ve/veya bası gibi hisler işlemden sonraki birkaç hafta sürebilir, çünkü yumurtalıklar hala büyüktür. 4. Adım Mikroenjeksiyon (ICSI) uygulaması Yumurta toplama işleminden sonra, laboratuvarda özel besi yerleri (kültür mediumu) içinde saklanan yumurtalar mikroenjeksiyon işleminden hemen önce yumurta soyma işlemi ile soyularak etraflarındaki diğer hücrelerden temizlenir ve olgun olan yumurtalar belirlenir. Mikroenjeksiyon işleminde sadece olgun yumurtalar kullanılabilir.En sağlıklı ve iyi olan bir sperm hücresi alınır pipet yardımıyla yumurtanın içine enjekte edilir. Yani döllenmenin kendi kendine olması beklenmez. Döllenme şansı arttırılır.. Mikroenjeksiyonun amacı, yumurtanın tek tek sperm ile buluşması vasıtası ile döllenmenin yüksek oranlara çıkartılmasıdır. Sonra embiryolar vücut ortamını andıran inkibatör dediğimiz cihazlara koyolur ve embiryonun gelişimi beklenir. Bir sonraki gün, yumurtada iki pronukleus (çekirdek) gözlenmesi, yumurtanın döllendiği anlamına gelir. Bu çekirdeklerden biri anneden, diğeri ise babadan köken alır. Yumurta toplama işleminden 2 gün sonra, döllenmiş yumurtalar bölünerek 2-4 hücreli embriyolar haline gelir. Üçüncü günde, embriyo yaklaşık 8-10 hücreye bölünür. Beşinci günde, embriyoda bir boşluk oluşur ve fetal dokular gelişmeye başlar. Bu evredeki embriyo blastokist adını alır. 5. Adım (Embriyo transferi) Tüp Bebek yönteminde en son aşama embriyo transferidir. Transfer işlemi; karından (abdominal) ultrason ile gözlem altında yapıldığından işlem sırasında idrar torbasının dolu olması istenmektedir. Bu nedenle transfer işlemi için geldiğinizde sıkışık olmanız istenir.Gelişen embriyolardan seçilen en kaliteli 1-2 embriyo 2 ila 6 gün sonra anne rahminin içine bir kateter yardımıyla bırakılır ve embriyoların rahim içine (endometrium) tutunarak gebelik oluşturması beklenir.Bu işlem ağrısızdır ve 5-10 dakika kadar sürer. Transfer işleminden sonra hasta 15-20 dakika dinlendirilerek odasına alınır ve odasında da yaklaşık 1-2 saat daha dinlenmesi istenir. Dikkat edilmesi gereken konular hemşirelerimiz tarafından anlatıldıktan sonra hastamız taburcu edilir ve tüp bebek işlemi sonlanmış olur.Gebelik testine kadar olan süreçte cinsel beraberlik önerilmez. Transferden 1 gün sonra ılık duş şeklinde banyo yapılabilir. Embriyo transferinden sonra kalan embriyolar sayı ve kalite olarak uygunsa daha sonra tekrar kullanılmak üzere dondurulup saklanabilmektedir.Daha sonraki siklusta, hastaya yumurtalıkların uyarılması ve yumurta toplama işlemi yapılmadığından tedavi daha kolay, ucuz ve daha az girişimsel olmaktadır.Dondurulduktan sonra embriyolar 5 yıla kadar saklanabilmektedir. 6. Adım (Gebelik testi) Transfer işleminden 12 gün sonra gebelik testi yapılarak gebeliğin oluşup oluşmadığı öğrenilir. Bu test BHCG dediğimiz bir kan testidir. Gebelik tespit edildikten 1 hafta sonra hasta ultrason kontrolüne çağrılır. Şehir dışı veya yurtdışında yaşayan hastalar ise bulundukları yerde kontrollerini yaptırıp bilgi verirler. Her ne kadar gebe kaldıktan sonra normal bir gebelik olsa da özellikle ilk 3 ay anne adayına luteal destek sağlanmaktadır. Bunun için kullanılan ilaçlar progesteron hormonunun formlarıdır.Progesteron kullanımının amacı transfer edilen embriyoların rahmin iç duvarında (endometrium) tutunması (implantasyon) için uygun ortamı sağlamaktır. Progesteron endometriumu implantasyona hazırlar ve rahim kasılmalarını azaltır. Ağızdan, vajinal yoldan ya da kas içi enjeksiyon şeklinde kullanılabilen formları mevcuttur.
-
YUMURTALARIN AŞIRI UYARILMASI (OHSS)
Bazı hastalarda ideal dozun belirlenmesi çok kolay olmayabilir. Böyle durumlarda yetersiz ilaç dozu yumurtalıkların uyarılamamasına neden olurken, fazla doz ilaç ise yumurtalıkların aşırı uyarılmasına (ovaryan hiperstimülasyon sendromu) neden olur. Tüp bebek tedavisinin en sık görülen komplikasyonudur.Bu durumda karın boşluğunda (abdominal boşlukta) ve göğüste sıvı birikebilir ve hastada şişkinlik, bulantı ve kusma ya da iştahsızlık gibi belirtiler gözlenebilir. Ovaryan stimülasyona başlayan hastaların en az %30’u hafif OHSS ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu hastalar ağrı kesiciler yardımıyla ve fiziksel aktivitelerini azaltarak şikayetlerini hafifletebilmektedir. Orta şiddette OHSS’de hastalarda gastrointestinal semptomlar (şişkinlik, kusma, bulantı, iştahsızlık gibi) gözlenebilmektedir. Bu hastalar yakından takip edilirler fakat genellikle ayaktan tedaviye iyi cevap verirler. Gebelik oluşmadığı takdirde OHSS birkaç hafta içinde müdahale gerektirmeden düzelmeye başlar. Hastaların %1-2’si ise ciddi OHSS durumuyla karşı karşıya kalabilmektedir. Ovarian hiperstimülasyon sendromu (OHSS) nedeniyle büyüyen yumurtalıklar sünger gibi yumuşak ve hassastırlar. Yumurtalık kapsülünün gerilmesi nedeniyle hastalar kasık ağrısı hissedebilirler. Yumurtalıklar en küçük travma ile kolaylıkla kanayabilirler ve kendi etraflarında dönerek "torsiyon" adı verilen, acilen cerrahi gerektiren ağrılı bir duruma neden olabilirler.Bu durumda kilo artışı, karın ve göğüste sıvı birikmesi, elektrolit anomalileri, kan konsantrasyon artışı ve nadiren kanda pıhtılaşma ve böbrek problemleri gözlenebilir. Eğer solunumda zorluk görülmeye başlanmışsa, karında biriken sıvının bir iğne ile alınması gerekebilir. Ciddi OHSS durumuyla karşı karşıya kalan hastaların, semptomlar hafifleyene kadar hastanede kalmaları gerekebilir.
-
AZOSPERMİ
Azospermi menide hiç sperm bulunamamasıdır. Semen analizinde canlı sperm hücresi elde edilemeyen baba adayında yalnızca prostat bölgesi sıvıları vardır. Yumurtayı dölleyecek spermin bulunamaması kısırlık sebebidir.Azospermi, tüm erkeklerde yaklaşık % 1 oranında görülürken, kısır erkekler arasında bu oran % 10 – 15’lere çıkmaktadır.Azospermi tanısı koyabilmek için erkekten alınan en az iki meni meni örneğinde sperm bulunmaması gerekmektedir.Doğal yollarla gebelik elde etmek mümkün değildir.Ancak ilerleyen teknolojik gelişmeler sayesinde tüp bebek ve mikro tese işlemleriyle gebelik elde etmeye çalışmaktayız. Azospermi tipleri 2 tip azospermi türü vardır. 1.Tıkanıklığa bağlı azospermiler:Tıkanıklığa bağlı olan azospermide, testislerde sperm hücresi bulunsa dahi, kanallarda veya testislerdeki tıkanıklıklardan dolayı meni dışarıya çıkarılamaz. Genital enfeksiyonlar veya doğuştan gelen sperm kanallarının eksikliği bu duruma yol açmaktadır.Azospermilerin yüzde 30 unu oluşturur. 2.Sperm üretilmemesine bağlı azospermiler:Genetik ve hormonal bozukluklar, testislerin doğuştan yukarıda olması ve radyasyon gibi nedenlere bağlı olarak oluşabilir.Azospermilerin yüzde 70 i bu şekildedir. Diğer Azospermi nedenleri İmmunolojik nedenler (sperm hücrelerine karşı oluşan ve onları ortadan kaldıran antikor adlı maddelerin varlığı) Kriptorşidizm (inmemiş testis) rahatsızlığı Testis Enfeksiyonları Kemoterapi ve ışın tedavisi İler yaş Sigara ve alkol kullanımı Beslenme bozuklukları Tedavisi Azospermi tanısı konan hastalarda biyopsi yöntemlerinden en başarılı olan mikro TESE yöntemine başvurulur.Mikro TESE, yumurtalık dokusunu mikroskop altında inceleme yöntemidir. Anestezi altında uygulanan Mikro TESE yöntemi ile mikroskop altında her iki testisin en az 4 farklı noktasından doku örneği alınarak sperm bulunmaya çalışılır.Çoğu durumda sperm bulunmaktadır. Fakat sperm bulunamayan bazı durumlarda alınan doku örnekleri ise patolojik tanıya gönderilir. Patoloji sonucuna göre hastaya bir tedavi verilir ve tekrar mikroskobik TESE işlemi uygulanır.Mikroskobik TESE işlemi sonucunda testislerden edilen sperm hücresiyle, gebeliği gerçekleştirmek için mikroenjeksiyon uygulanır.
-
MİKRO TESE YÖNTEMİ
Çocuk sahibi olamayan azospermik erkekler ‘mikroskobik testiküler sperm ekstrasyonu’ denilen ‘mikro tese’ yöntemiyle çocuk sahibi olabilmekteler. Tıkanıklığa bağlı olmayan durumlarda ise testislerde sperm üretimi ya hiç yoktur ya da belirli alanlarda çok sınırlı sayıda olmaktadır. Bazı tübüllerde hiç üretim olmazken bazılarında az sayıda sperm olabilmektedir. Menisinde sperm olmayan erkeklerde, ameliyat mikroskobu kullanılarak testisinden sperm elde etmek için yapılan bu işlemde, sperm bulunan alanlar daha kolay tanımlanarak sperm elde edilebilmektedir. Anestezi altında yumurtalıklar açılarak mikroskop altında incelenir. Bu yöntemle yumurtalıkta sperm üretilen bölgeler daha iyi seçilmekte ve alınan doku miktarı daha az olduğundan çok sayıda alandan parça alınabilmektedir. Bu dokular laboratuvarda embriyolog tarafından kesilerek kanalların içine dökülmüş ya da kanallara yapışık olan sperm hücreleri ayıklanarak mikroenjeksiyon işleminde kullanılır. Bu yöntem testisin mikroskop ile incelenmesi sperm bulma şansını da yükseltmekte ve daha fazla sayıda sperm elde edilmesini sağlamaktadır. Diğer önemli bir konu da hastanın testisinden doku kaybının eski yönteme oranla daha az olmasıdır. Böylece, operasyonda testislerin en az zarar görmesi sağlanmakta, salgılanan testosteron hormonunun kandaki seviyesini azaltacak işlemlerden kaçınılmaktadır.
-
TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLAR
Tüp bebek tedavisinde hedef istenilen sayıda ve kalitede embiryo elde etmektir.Tüp bebek tedavilerinde uygun görülen ilaçların tercihi, kullanım dozu kişiye uygulanacak protokolle ilişkilidir. İlaç teknolojisindeki gelişmeler sayesinde bugün infertilite alanında birçok yeni ve etkin ilaç bulunmaktadır. Bu ilaçların amacı Overlerde yeterli büyüklük ve sayıda follikül gelişimini sağlayıp, gebelik oranını arttırmayı sağlamaktır. Özellikle yardımcı üreme tekniklerinde (IVF, ICSI) birden fazla follikül elde edilmesi başarı için çok önemli etkenlerden biridir. Yumurtalıkların uyarılması için, yumurta üretiminden sorumlu olan, FSH (follikül stimüle eden hormon) ve LH (luteinize eden hormon) adlı hormonlar kullanılır. KlomifenFSH salınımını arttıran Klomifen, infertilite tedavisinde kullanılmaya başlayan ilk ilaçlardandır. Tablet şeklinde satılan ilaç, genelde adetin 5 ila 9. Günleri arasında kullanılır ve overlerde birden fazla follikül gelişimini sağlayabilir. Human Menapozal Gonadotropinler (HMG)Menopur®,Merional®Menapoz sonrası kadınların idrarından saflaştırılarak elde edilen, FSH ve LH hormonlarını birlikte içeren ilaç, IVF ve ICSI için yumurtalıkların uyarılması ve birden fazla follikül elde edilmesi için uygulanmaktadır. Günlük deri altı enjeksiyonu olarak kullanılır. Uriner FSH:Fostimon® Menopoz sonrası kadınların idrarından saflaştırılarak elde edilen , sadece FSH hormonu içeren ilaç, IVF ve ICSI için yumurtalıkların uyarılması ve birden fazla follikül elde edilmesi için kullanılmakta ve günlük deri altı enjeksiyonu olarak uygulanmaktadır. Rekombinant FSH:Gonal-F®, Puregon®Rekombinant FSH preparatları %100 olarak saftır ve genetik mühendislik sayesinde laboratuvar şartlarında üretilmektedir. Amacı FSH yumurtalıkları uyararak birden fazla follikül gelişimini sağlayıp, IVF ve ICSI için birden fazla yumurta elde etmektir. Subkütan (deri altına) enjeksiyonla uygulanan ilacın artık otomatik doz ayarı yapan kalem şeklinde olanları da bulunmaktadır. Gonadotropin Relasing Hormon Agonistleri (GnRHa):Decapeptyl ®, Lucrin®, Suprefact®, Synarel® : Hipofiz bezinden FSH ve LH hormonu salgılanmasına yardımcı olan ve beyindeki hipotalamus adlı merkezden salınan Gonadotropin serbestleştirici hormonun sentetik halde elde edilen formudur. Kullanım tipleri arasında iğne veya burundan sprey olarak alınabilenleri de mevcuttur. LH’nın (Luteinize edici hormon) Erken yükselmesi, yardımcı üreme teknikleri ile tedavideki çok önemli sorunlardan biridir. Bu durum folliküllerin tahmin edilen süreden önce çatlayıp, sayı ve kalite olarak yeterli yumurta elde edilme şansını azaltmasına yol açmaktadır. GnRH analoglarının uygulanması, yumurtalıkların hormonal olarak uyarımı sırasında, vücudun salgıladığı LH hormonunun bu erken yükselişini önlediğinden, sayı ve kalite açısından düşük yumurtaların elde edilmesi şansını en aza indirir. Kliniğimizdeki tedavilerde artık kullanılmamaktadır. Gonatropin Relasing Hormon Antagonistleri Cetrotide®, Orgalutran® Fonksiyon olarak GnRH analogları ile aynı etkiye sahip olsa da, etki gösterme ve kullanım süresi daha kısa olduğundan, hastaların merkeze gelecekleri gün sayısını düşürmekte, bu da tedavinin maliyetini azaltmaktadır. Enjeksiyon sayısının daha düşük olması da bir diğer avantajıdır. Günlük 0.25 mg’lık Formu stimulasyonun 6. günü başlanıp, yumurta gelişimini tamamlayana kadar sürer. Human Koryonik Gonadotropini (Çatlatma iğnesi)Ovitrelle,Pregnyl Yumurta toplanmasından yaklaşık olarak 35-36 saat önce enjekte edilir ve bu enjeksiyondan tahmini 36-38 saat sonra follikül çatlaması meydana gelerek yumurtalar salınır. Bu hormonun etkisi büyümüş folliküller içindeki yumurtaları olgunlaştırarak döllenmeye hazırlamak ve progesteron salgılanmasını başlatmaktır. Doğal bir hormon olan LH’a benzeyen bu ilaçlar, kadında yumurtanın çatlamasına sebep olur. HCG enjeksiyonunun zamanlaması çok önemli olduğundan mutlaka belirtilen zamanda uygulanmalıdır. ProgesteronRahim içini döşeyen ve döllenen yumurtanın yerleştiği endometrium tabakasının sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için gerekli olan bu hormon her zaman yeterli olarak salınamaz ise embriyonun endometriuma sağlıklı olarak yerleşmesi mümkün değildir. Bu yüzden IVF ve ICSI işlemlerinde endometriumu desteklemek için bu hormon dışarıdan verilmektedir. Luteal faz desteği adı verilen tedavi, vajinal fitil ya da jel olarak uygulanmaktadır. Kliniğimizde, yumurta toplama işlemi gününde vajinal jel günde 2 defa 1’er kere olacak şekilde başlanmakta ve gebelik testine kadar devam edilmektedir. Gebelik testinin müspet çıkmasın durumunda, gebeliğin 12.haftasına kadar, vajinal ovül şeklinde, kullanılmaya devam edilir. Kliniğimizde verilen progesteron preparatları doğal olduğundan gebelik üzerinde hiçbir yan etkisi bulunmamaktadır. LetrazolYumurta gelişimi zor olacak hastalarda kullanılan ilaç, adetin 2-4. günü başlanır ve günde 2 tablet olmak üzere toplamda 5 gün kullanılır. Yumurta gelişimi olmadığı takdirde arka arkaya 3-4 adet dönemi kullanılabilmektedir. Tüp Bebek Tedavide Kullanılan Diğer ilaçlar Tetra 500 Kapsül: Kadın üreme sisteminde olabilecek olan enfeksiyonların gebelik oluşumunu engellememesi için koruyucu olarak verilen Tetra bir antibiyotiktir. Yumurta toplandığı gün kullanılmaya başlanır ve 4 gün süreyle kullanıma devam edilir. Prednol 16 mg Tablet: Gebelik oluşumu döneminde gelişebilecek bağışıklık sistemince red reaksiyonunu engellemek amacıyla kullanılan ilacın kullanımına yumurta toplandığı gün başlanır ve 4 gün süre ile devam edilir. Gece yatarken tek doz olarak kullanılır. Folikasit (Folbiol veya Centrum): Bebeklerin sakat doğmasını engellemek için tedavinin başlangıcından itibaren günlük olarak verilen bir vitamindir. Parlodel SRO Kapsül: Prolaktin hormonu yüksek olan hastalara verilen ilaç, akşam yemeklerinden sonra yutulmaktadır. Luveris Ampul: LH hormonu içeren ilaç bazı hastalarda kullanılmakta olup, dozajı ve kullanımı doktorunuz tarafından belirlenip size iletilecektir.
-
EMBİRYO DONDURMA
Anne adayına en iyi kalitedeki embriyolar gerekli sayıda transfer edilmektedir. Geriye kalan embriyolardan dondurma işlemi için iyi kalitede olanlar dondurularak saklanabilir. İlk transfer işleminden sonra gebelik elde edilmemesi ya da ikinci çocuk istenmesi durumunda embriyolar çözülerek yeniden rahme yerleştirilebilir. Embriyo dondurma işlemi, tüp bebek tedavisi sırasında embriyo transferinin sonucunda gebelik elde edildiği taktirde,hastanın endometriumunun yeteri kadar kalınlaşmadığı, yumurtalıklarının aşırı derecede uyarıldığı ve ve hastayı yaşamsal riske sokabilecek bir durum olan ovarian hiperstimülasyon (OHSS) varlığında da yapılmaktadır. Günümüzde iş hayatı gibi nedenlerle anneliği erteleme düşüncesi varsa ya da kanser sebebi ile kemoterapi alınması gerekli ise embriyoların dondurulması faydalı olacaktır. Bu işlem sayesinde Embriyoların, belirli zaman aralıklarında ve belirli ısılarda çeşitli solüsyonlardan geçirilerek soğuğa karşı direnç kazanmaları sağlanır. Embriyo dondurma işlemi “vitrifikasyon” yöntemiyle yapılmaktadır. Embriyolar, gelişiminin 2,3,4,5. ve 6. günlerinde dondurulabilmektedir. Ailenin onayı ile dondurulan embriyolar hiçbir biyolojik aktivitenin gerçekleşmediği, -196 derece içerisinde sıvı azot bulunan bir tank içinde muhafaza edilmektedir.Yasalar çerçevesinde 5 yıla kadar dondurularak saklanan embriyoların transfer süreci,yumurtalıkların ilaçlarla yeniden uyarılmasına ve yumurta toplama işlemine gerek kalmadan rahim zarının tutunmaya uygun olduğu dönemlerde gerçekleştirilmektedir.
-
YUMURTA (OOSİT)DONDURMA
Yumurta (oosit) dondurma, kadının yumurtalıklarından elde edilen olgun yumurtaların, ilerleyen yıllarda çocuk sahibi olmak istendiğinde kullanılmak üzere özel yöntemlerle dondurulup saklanması işlemidir.Öncelikle, kadınların hormonal ilaçlar ile uyarılmış yumurtalıklarından vajinal ultrasonografi ve yumurta toplama iğnesi yardımıyla yumurtaların toplanması gerekmektedir Yumurta dondurma işlemi kimlere uygulanır? Kanser tedavisi görecek olan kadınlar: Kanser tedavisinde başlanmadan önce, ileride çocuk sahibi olmak isteyen kadınlardan yumurtalar alınır ve dondurularak saklanır.Böylece, kemoterapi ve radyoterapi gibi yumurtalıkları tahrip etme riski olan tedaviler de güvenle uygulanabilir.. Tedavi süreci bittikten sonra dondurulmuş yumurtalar uygun yöntemlerle tekrar kadına nakledildiğinde gebelik şansı artar. Erken menopoz riski olan kadınlar: Ailesindeki kadınlarda erken menopoz görülen kadınlar erken yaşta doğurganlığın kaybedilmesi riskine karşı, yumurtalıkları işlevini yitirmeden önce yumurta dondurma yöntemine başvurabilirler. Yumurtalık rezervi yetersiz olduğunda: Yumurtalıkların işleyişini etkileyen hormon seviyelerinde bozulma olduğunda ya da bazı hastalıklara bağlı olarak yumurtalık rezervlerinin azalması durumunda, biriktirme amaçlı da yumurta dondurma işlemi yapılabilir. Biriken yumurtalarla ve tüp bebek uygulamasıyla daha fazla sayıda embriyo elde etmek mümkün olur.Sağlık Bakanlığı, yasalarda yaptığı son düzenlemelerle yumurta rezervi düşük veya erken menopoz riski olan tüm kadınlara "yumurtalarını dondurma hakkı" sağlamaktadır. Kadın hastalıkları ile ilgili operasyonlardan önce: Yumurtalık rezervlerini etkileyebilecek operasyonlardan önce de yumurtaların uyarılmasıyla elde edilen yumurtalar dondurularak saklanabilir. Yumurtalar eskiden yavaş dondurma tekniği ile donduruluyordu. Bu teknikte oositler hazırlandıktan sonra bir aletin içerisine yerleştiriliyor ve yavaş bir şekilde ısı düşüşü sağlanıyordu. Bu işlem esnasında alette bir problem çıktığında tüm örnekler kaybediliyordu. Vitrifikasyonda ise herhangi bir alet kullanılmamaktadır.Yumurta çeşitli yoğunluktaki solüsyonlardan geçirilerek, çok küçük bir volüm ile mikroskop altında üzerinde isim ve kodlamaların bulunduğu taşıyıcıya yerleştirilerek -196 C’deki sıvı nitrojene daldırılır ve buradan depolama tankına kaldırılır. Yumurtanın bulunduğu taşıyıcı üzerine ayrıca mutlaka her hastanın TC kimlik numarası yazılır. Bu teknik ile ‘yavaş dondurma tekniği’nden kesinlikle daha yüksek canlı kalma, döllenme ve gebelik oranları elde edilmektedir.Günümüzde yapılan çalışmalar göstermiştir ki; vitrifikasyon ile dondurulmuş oosit kullanılan hastaların sonuçları ile taze oosit kullanılan hastaların klinik sonuçları benzerdir.
-
BLASTOKİST TRANSFERİ
Tüp bebek prosedürü aşamasında genellikle embriyo oluşumundan sonra ortalama 2-3 gün içinde embriyolar rahme transfer edilir. Blastokist transferinde ise embriyonların laboratuvar ortamında daha fazla gelişmesi beklenir ve embriyolar "blastokist" denilen evreye geldiklerinde transfer edilir. Embriyoların blastokist evresine gelmesi yaklaşık 5-6 günü bulmaktadır.5. günde blastokist görüntüsü (iç kısımda toplanmış şekilde iç hücre kitlesi ve dış kısmında yayılmış şekilde dış hücre kitlesi görülmekte).Döllenmeyi takip eden üç günde en az 5 adet çok kaliteli embriyo elde edildiyse uygulanabilen bir yöntemdir. Yumurta toplama işleminden sonraki beşinci günde yapılan bu transfer, en kaliteli embriyoların seçilmesinde yararlıdır.,Bu yöntem çoğul gebeliklerin önlenmesi ve tekrarlayan tüp bebek başarısızlığında sık kullanılan bir yöntemdir.
-
TÜP BEBEK HASTALARINDA PRP TEDAVİSİ
Çiftlerin doğal yollarla veya yardımcı üreme teknikleriyle çocuk sahibi olabilmeleri için belirli sayı ve kalitede sperme ve yumurtaya ihtiyaç vardır. Tüp bebekte PRP tedavisi günümüzde gittikçe popüler olmaktadır. Tüp bebek tedavisi sırasında kadından alınan kan dokusu üzerinden trombosit ayrıldıktan sonra zengin plazma tekrar kişiye uygulanarak gerçekleştirilir.Başarıyı arttırmaya yönelik olarak yapılan bu çalışma özellikle gebelik şansı düşük çiftlerde gebelik ihtimalini yükseltmektedir. Tüp bebek tedavisinde 2 ayrı amaç için kullanılır. 1.Rahim duvarı kalınlığını arttırmak için: Tüp bebek işleminin son aşaması olan transfer ettiğimiz embiryonun rahim duvarına yapışması için rahim duvarının kalınlaşması gerekir. Daha önce geçirdiği kürtaj ,enfeksiyon veya bilemediğimiz sebeplerle rahim iç zarı kalınlaşmayan hastalarda kullanımı. 2.Yumurta kalitesini arttırmak için:Yumurtalıklara enjekte edilerek yapılır. Kök hücreleri uyararak yumurtaya dönüşmelerini sağlayabilir.Bu işlem transvajinal ultrason kılavuzluğunda gerçekleştirilir. İşlem hastanın ağrı duymaması için anestezi altında yapılır.
-
MİKROÇİP
Mikroçipli yöntem sayesinde en iyi DNA'ya sahip spermlerin seçilmesi imkanı elde edilmiştir. DNA'sı en iyi olan spermlerde en düzgün DNA'lı embriyoların meydana gelmesini sağlamaktadır. Bu yöntemde semen örneği içerisindeki sperm hücreleri özel olarak tasarlanmış bir solüsyon içinde mikro kanalcıklardan geçmeye çalışırlar ve sanki tüplerden yumurta hücresine ulaşmaya çalışır bir şekilde yarışırlar.. Yarış sonunda sağlıklı spermler farklı bir alanda toplanırlar.Elde edilen bu spermler de yumurtayı dölleme şansı en yüksek spermlerdir.Mikro enjeksiyon yöntemi ile ayırt edilmiş spermlerin yumurta hücresiyle döllendirilmesi ile DNA sı en düzgün embiryolar elde edilmektedir.
-
YUMURTALIK REZERVİ DÜŞÜKLÜĞÜ
Çiftlerin doğal yollarla veya yardımcı üreme teknikleriyle çocuk sahibi olabilmeleri için belirli sayı ve kalitede sperme ve yumurtaya ihtiyaç vardır.Özellikle son yıllarda yaşam şartlarının zorluğu, sağlıklı yaşam koşullarının izlenmemesi dolayısıyla kadınların yumurta rezervi hızla azalmaktadır. Bu tür bir durumda önemli olan foliküllerin azalmaya başladığı dönemde müdahale edilebilmesi, kadının daha fazla yumurta rezervi azalmadan, son yumurtaları en iyi şekilde değerlendirmek amacıyla tüp bebek ya da diğer üremeye yardımcı tedaviler kullanılarak gebe kalınmasıdır. Her sağlıklı kız bebek ilk doğduğunda belirli sayıda yumurtaya sahiptir..Ergenliğe girişle birlikte genç kızlar her ay yumurtlar ve yaş ilerledikçe de yumurta rezervi hızla azalır. Özellikle 35 yaşından sonra kadınların folikül sayısı ve kalitesi azalır.40 yaşından sonra ise çok daha hızlı azalmaya devam eder.Bazı kadınlar yaşı genç olsa bile yaşıtlarından daha az over rezervine sahip olabilir..Özellikle ailesinde erken menopoz öyküsü olan kadınların yumurta sayısı genç yaşta azalma gösterebilir. Yumurta rezervinin azalmasına neden olan tek sebep kadının yaşı değildir.Sağlıksız yaşam ve beslenme koşulları da yumurta rezervini olumsuz etkiler.Yumurtalıkla ilgili operasyonlar,radyoterapi,kemoterapi,sigara ve alkol tüketimi endometriozis(çikolata kisti),obezite,Turner sendromu,Frajil X sendromu,ailede erken menopoz hikayesi yumurta rezervinin erken azalmasına yol açan diğer sebeplerdir. Bir kız bebek ilk doğduğunda ortalama iki milyon yumurtaya sahiptir.Ergenliğe kadar sürede 400 – 500 bine kadar düşer. İşte bu yumurtaların her ay 1000 tanesi kaybedilir.Aynı zamanda yumurta kalitesi gittikçe düşer. 30 yaşındaki bir kadında her iki üç yumurtadan biri kromozomal olarak düzgünken, bu sayı 40 yaşındaki bir kadında her altı yumurtada bire düşer. 40lı yaşların başındaki bir kadının spontan olarak gebe kalabilme oranı %10’dur. 45 yaşını aşmış bir kadının çocuk doğurması ender görülen bir durumdur..İşte böyle bir durum söz konusu olduğu için de kadının yumurta rezervinin değerlendirilmesi, tespit edilmesi için yapılan testler önem kazanmaktadır. Yumurtalık rezervinin değerlendirmenin en kolay ve güvenilir yolu ultrason muaynesidir. Transvajinal ultrason ile yumurta içerisindeki folikül sayısı net bir şekilde belirlenebilir. Hastanın yaşı göz önünde bulundurulduğunda yaşına uygun yumurta rezervinin olup olmadığı hastaya söylenir.. Eğer yumurta rezervinde bir azalmadan şüpheleniliyorsa, adetin ikinci,üçüncü günü yapılan FSH ölçümü ve herhangi bir zaman yapılabilen AMH testi ile hasta doğurganlığı ile ilgili bilgi verebilir. Peki AMH Testi Nedir?Amh hormonu kadınlarda yumurtalıktaki folikül tarafından salgınan bir glikoprotein türüdür.Anti-Müllerian Hormon (AMH) testi, hastadan kan örneği alınarak hızlıca uygulanabilen ve yumurtalık rezervi hakkında bilgi veren bir testtir. Testin güvenilirliği açısından, laboratuvarın standardizasyonunun iyi olması büyük önem taşımaktadır. AMH testinin seviyesi, ay ay farklılık göstermez. O nedenle yumurta rezervinin takibinde, özellikle ileri yaştaki hastalarda AMH testini çok yoğun olarak kullanmaktayız. Kadın yaşı ilerledikçe vücuttaki AMH seviyesi düşmeye başlar yani yaşa göre AMH değerleri değişir. AMH seviyesinin çok düşük olması menopoz dönemine yaklaşıldığının işaretidir.Asla gebelik elde edilemeyeceğini göstermez. AMH seviyesinin normalin üzerinde olması polikistik over sendromunun belirtisi olabilir.Bu da ovaryen hiperstimülasyonu sendromu dediğimiz sendrom konusunda önceden bir saptama yapmamızı sağlar. AMH Değerleri: Yüksek (AMH > 4 ng/ml) Normal (AMH 1,5-4 ng/ml) Düşük (AMH < 1,5 ng/ml) Çok düşük (AMH < 0,5 ng/ml) Özellikle 35 yaşın altındaki kadınlarda AMH düşüklüğü erken menopoz habercisi olabileceği için doktor, ne yapması gerektiği yönünde hastasını yönlendirmelidir. Eğer hasta evliyse ve çocuk sahibi olmayı istiyorsa tüp bebek tedavisi ile gebelik elde edilebilir. Yumurtalık rezervi azalmış olup hamile kalan birçok hastamız bulunmaktadır. Bekar hastalar içinse yumurta dondurma işlemi uygulayarak gelecekte bebek sahibi olma şansı yaratılabilmektedir. FSH Testi Nedir?FSH (Follikül Stimulan Hormone) testi, adetin 2. veya 3. gününde kanda yapılan bir hormon testidir. FSH, hipofiz bezinden salınan bir hormondur ve kadınlarda yumurtaların gelişmesine katkı sağlar. FSH testinde her ay farklı değerler çıkabilir, bu değerlerden en yükseği baz alınır. Yüksek FSH, düşük yumurta rezervine işaret ederken normal değerlerde bir sonuç almak mutlaka yumurta miktarının iyi olduğu anlamına gelmez. FSH ile birlikte AMH testini de değerlendirmek yararlı olacaktır. Yumurta Rezervi Düşük Olan Bir Kadın Hamile Kalabilir mi?Yumurta rezervi az olanlar da tüp bebek tedavisi ile gebe kalabilmektedir. Gebeliğin oluşması; sağlıklı bir embriyo ve bu embriyoyu kabul edecek uygun bir rahim iç zar tabakasının varlığına bağlıdır. Sağlıklı bir embriyo gelişimi için ise kaliteli sperm ve yumurta hücrelerine ihtiyaç vardır.Sağlıklı embriyo üretimi, tüp bebek merkezinin embriyoloji laboratuvarının teknolojik donanımı ve embriyologların deneyimiyle doğrudan ilişkilidir. Yumurta Rezerv Düşüklüğü Tedavisi . Havuz yöntemi, embriyo transferi yapılmadan önce iki veya daha fazla yumurta toplanarak dondurulması işlemidir. Elde edilen embriyolar daha sonra birlikte çözülerek rahim içine transfer edilir. Havuz yönteminde en önemli faktör dondurma tekniğidir.Dondurma-çözdürme işlemi embriyoya zarar vermeden yapılmalıdır.Düşük over rezervi olan ve tekrarlayan IVF başarısızlığı olan hastalara bu yöntem en uygun tedavi şeklidir.Havuz yönteminin en önemli avantajlarından bir tanesi transfer edilecek embriyo sayısını artırması diğeri ise birlikte çözülen embriyoların takip edilerek tutulma kapasitesi en iyi olan embriyonun seçilmesi gebelik şansını artırmasıdır. Maliyetin düşük olması ve çiftlerin endişesinin azaltılması da havuz yönteminin diğer önemli avantajıdır. .PRP ile yumurtalık gençleştirme de son yıllarda popüleritesi artan düşük over rezervli kadınlara uygulanan bir yöntemdir.Yumurtalıklara PRP enjekte edilerek yapılır. Kök hücreleri uyararak yumurtaya dönüşmelerini sağlanmaya çalışılır..Bu işlem transvajinal ultrason kılavuzluğunda gerçekleştirilir. İşlem hastanın ağrı duymaması için propofol adlı bir anestezik ajanla sedasyon altında yapılır.
-
Preimplantasyon Genetik Tanı - PGT
Çocuk sahibi olmak için verdiğiniz emek ve gösterdiğiniz çaba sonucu, bebeğinizin henüz embriyo aşamasında herhangi bir genetik hastalık taşıyıp taşımadığını “embriyoda genetik tanı” yani Preimplantasyon Genetik Tanı - PGT) testleriyle kolayca öğrenebilirsiniz. Tüp bebek ya da mikroenjeksiyon gibi yardımla üreme tekniklerinden biriyle çocuk sahibi olma aşamasındaysanız, PGT testleriyle bebeğinizinde herhangi bir kromozomal bozukluk ya da DNA hastalığı olmadığından emin olabilirsiniz. Genetik biliminde ilerlemesiyle birlikte artık tüp bebek yöntemleriyle geliştirilen embriyolarda genetik incelemeler “embriyoda genetik tanı” (Preimplantasyon Genetik Tanı) adıyla yapılmaktadır.. Gebelik öncesi genetik tanı (PGT) adı da verilen bu işlem; yumurta ve sperm hücrelerinin laboratuvar ortamında döllenmesi sonucunda gelişen embriyolardan 3. günde 1 adet, 5. günde ise 4-6 adet hücre alınması ile gerçekleştirilir. PGT uygulamasının amacı; öncelikle, kromozomal bozuklukların ve DNA hastalıklarının gebelik öncesi dönemde yani henüz embriyo aşamasında tanımlanmasıdır. Ayrıca infertilite (yani kısırlık) problemi nedeni ile tüp bebek tekniklerinin uygulanacağı çiftlerin embriyolarda oluşması muhtemel genetik bozukların tanımlanması için kullanılır. Bu uygulama, kalıtsal hastalık taşıyan ve sağlıklı çocuk sahibi olmak isteyen çiftler ile infertilite nedeniyle tüp bebek veya mikroenjeksiyon gibi yardımcı üreme tekniklerinin uygulanıp tekrarlayan başarısız denemeleri olan ve embriyolarında kromozomal anomalilerin görülme riski yüksek olan çiftlere önerilir. Kromozomal hastalıkların embriyo aşamasında tanımlanabilmesi için FISH tekniği ile kromozomlar incelenebilir. Ayrıca, aCGH ve NGS yöntemleri kullanılarak 24 kromozom çalışması yapılabilir. Yine, moleküler genetik yöntemler kullanılarak, tüp bebek uygulaması esnasında sağlıklı embriyolar tanımlanabilir ve embriyolardaki HLA ve Rh genotipi belirlenebilir. PGT (Preimplantasyon Genetik Tanı) ile hangi hastalıklar tespit edilebilir? • Hemofili • Tay- sachsqq • Kistik fibrozis • Orak hücre anemisi ve frajil X sendromu • Duken ve nöromüsküler distrofi gibi kas hastalıkları • Down sendromu ve diğer bazı kromozomal hastalıklar da preimplantasyon genetik tanı yöntemi sayesinde teşhis edilebilmektedir.
-
IMSI teknolojisi
Tedavide en uygun spermin elde edilmesi, başarılı sonuçlara ulaşmada önem taşıyor. Uzun süredir mikroskop altında sperm seçme yöntemi kullanılıyor olsa da, günümüzde “IMSI (Intrasitoplazmik morfolojiye göre seçilmiş sperm injeksiyonu) mikroskobu” adı verilen gelişmiş mikroskop sayesinde görüntü 100 kat büyütülebiliyor. Böylece spermin bütün detaylarını görmek mümkün oluyor ve şekil olarak en uygun sperm seçilerek döllenme gerçekleştiriliyor. Ciddi sperm sorunu olan hastalarda düzgün spermi seçmek ise gebelik oranlarına olumlu katkı sağlıyor.
-
Düşük doz ilaç tedavisi(mild stimulasyon)
Geçmişte ilaçlar abartılı dozlarda kullanılsa da günümüzde fizyolojik düzeylerde tüketilmesi tercih ediliyor. Düşük doz ilaçla fizyolojik ve doğala yakın bir tüp bebek tedavisi ise kadınların gerek psikolojik, gerekse fizyolojik olarak daha az hırpalanmasına ve başarılı sonuçlar elde edilmesine yardımcı oluyor. Düşük doz ilaç tedavisi belirli kişilere uygulanabilir ve bu konuda uygun hasta seçimi önem taşır. Düşük doz ilaç yönteminde, öncelikle hastaların ilaçlara olan tepkisi ölçülüyor. Ayrıca fizyolojiye yakın bir düzeyde günbegün incelikli ayarlamalar yapılarak, tedavi sürdürülüyor. Bu tedavinin uygulanmasına uygun hasta profili iki ayrı uçtaki kişilerden oluşuyor. Gruplardan birini polikistik over hastası kadınlar, diğerini de yumurta sayısı çok az olanlar oluşturuyor. Normal sayılabilecek grupta çok yüksek doz ilaç kullanılmaması gerekiyor. Geçmişte yumurtası çok az olan kişilere ilaç yüklemesi yapılsa da günümüzde bu yöntem pek fazla tercih edilmiyor. Çünkü tedavide az da olsa en iyi yumurtayı bulmak hedefleniyor. Diğer uygulamalara oranla daha uzun sürebilen düşük doz ilaç tedavisi, maddi açıdan az masraflı oluyor. Elde edilecek yumurtanın daha kaliteli olduğu bu yöntem, yaşı ilerlemiş veya erken menopoz riski olan kadınlarda yarar sağlıyor.